Sebze sevenlere soruyorum. Bir demet brokoli almak
istiyorsunuz. Ona sahip olmak için gözden çıkaracağınız en büyük rakam nedir? 40
lira mı? Ya da gözden çıkaracağınız rakam 60’a kadar ulaşır mı? İşte bu rakamlar ve hatta daha fazlası, Gana’da herhangi
bir sebzeden bir kilogram almak için hemen her gün markete ödeyeceğiniz miktarlar.
Açık konuşalım! Afrika zorluklarına rağmen çok güzel bir kıta
ama en büyük problemi üretim. Yiyecekler de pek çok şey gibi dışarıdan ithal
ediliyor. Onca verimli ve boş toprağa rağmen domates, biber, taze fasülye, brokoli
gibi aklınıza gelebilecek hemen her şey ithal. Dolayısıyla Gana'da domatesin kilo
fiyatı 50 GHC (GHC: Gana Para Birimi) dolayında seyrediyor. Patates, soğan gibi bizde kilosu 1-2 TL’ye
satılan yiyecekler de burada on katı fiyatına alıcı buluyor. Bu ithal sebze durumu Gana yakınındaki Gabon, Burkina Faso, Kamerun, Benin, Togo gibi ülkelerde de farkılık göstermiyor.
Gana’ya gelip ilk kez markete gittiğimde küçük çaplı bir şok
geçirmiş ve bir hafta boyunca konuştuğum herkese memleketteki yiyecek
durumundan yakınmıştım. O günden beri Türkiye’ye her gittiğimde beni kim görse “sen
her zaman yiyemiyorsun” deyip zorla yemek ısmarlamaya çalışıyor J Sanırım olayın tek güzel
yanı bu!
Gelmeden önce sebzelerin Türkiye’ye göre pahalı olduğunu
Afrika kıyılarına gidip gelen birkaç insandan duymuştuk ama bu kadarını
hiçbirimiz beklemiyorduk.
Olan ve Olmayan Sebzeler
Olan ve Olmayan Sebzeler
Burada salatalık, domates, biber, lahana, taze fasülye,
mantar, havuç, kabak ve patlıcan gibi sebzeleri marketlerden bulabilirsiniz. Ama her gittiğiniz seferde olacak diye bir şey yok. Bir seferinde dört farklı süpermarkete gidip ısrarla dereotu aramıştım. Maalesef o hafta günlerce kontrol etmeme rağmen hiçbirinde yoktu. Dolayısıyla bir yemek hazırlama fikriniz yada evinize gelen misafirlere bir şeyi tattırma sözünüz varsa önce mazemeyi bulun, fikri sonra ortaya çıkarın.
Kereviz, bakla yada taze barbunya satıldığını Gana'da hiç
görmedim. “Ay onları zaten kim ne yapsın” diyorsanız sorun yok ama benim gibi
bir Egeli için bu durum çok acımasız. Afrika’da olmayan sebzeleri de yemek isteyenlere
önerim ise biraz çılgınca ama gerçek: Türkiye’den getirmek. Uçağa bineceğiniz son gün yada bir gün öncesinde
vakit ayırıp güzel bir manava gidin. Burada bulamadığınız o özlenen sebzelerden
birkaç kilo alıp bagaj olarak vereceğiniz bavullardan birine ezmeden
yerleştirin. Gelince buzdolabının sebzelik kısmına atın ve birkaç gün içinde
temizleyip pişirmeye hazır olacak şekilde bozluk kısmına kaldırın. Şimdi
bazılarınız beni Türkiye’yi yurtdışına taşımaya çalışmakla ilgili
yargılayabilir, Arda Turan gibi eleştirilen gurbetçi örnekleri verebilir yada deli
nazarıyla değerlendirebilir. Kusura bakmayın ama insanın damak tadına değer
vermesi, bazen özlediği bir kokuyu mutfağında istemesi en doğal hakkı. Üstelik
böylece Afrika’da ömrü boyunca hiç taze bakla, zeytinyağlı barbunya yada
portakallı kereviz yememiş insanlara da o yemeği tattırma şansı yakalıyorsunuz.
Yemeğe gelen bir misafir olduğunda mutlaka burada olmayan sebzelerden bir
ikisini pişiriyorum ve insanların yüzündeki o keşif ifadesi onlar kadar beni de inanılmaz
mutlu ediyor.
![]() |
Gana marketlerindeki sebze-meyve fiyatları bu şekilde. (2017 Yılı Ağustos Ayı) |
Et konusu ise çok karışık. Biz şimdiye dek ithal et dışında
tüketim yapmadık. Ürünler genelde Amerika’dan yada Güney Afrika’dan ithal ediliyor.
Ama yerel etleri severek tüketen ve hiçbir sağlık sorunu yaşamayan çok fazla
insan da var. Bu konuda bilmeniz gereken şey şu: Yerel etler ve hayvanlar maalesef
Türkiye’deki gibi ciddi bir sağlık kontrolünden ve test yumağından geçirilmiyor.
Dolayısıyla kötü olasılıklar devreye girerse ürünün hastalık yapma olasılığı
nedir, çoğu zaman satan dahil kimse bilmiyor. Tavuk eti, süt ve yoğurt için de
aynı risk söz konusu. Naçizane tavsiyem tüm bu ürünleri marketlerden paketli bir
şekilde almanız yönünde.
Hamurişi
Eğer hamur işi seviyorsanız ülkede hiç un üretimi olmadığını
bilin. Hatta Gana un ihtiyacının %80'den fazlasını Türkiye'den ithal ediyor. Ama Türkiye üretimi unları marketlerde bulmak imkansız, sanırım büyük işletmelerde kullanıyorlar. Marketlerde İngiltere ve Lübnan tarafından getirilen un markalarını göreceksiniz. Tatlarında ise hiçbir sıkıntı yok. Kabartma
tozu ve kuru maya ise bizdeki gibi mini, tek kullanımlık paketlerde değil de büyükçe
kutular halinde satılıyor. Ben kutuya kaşık daldırıp tam belirleyemediğim
ölçülerde kullanmayı ve açtıktan sonra nemden korumakla uğraşmayı saçma
bulduğum için maya paketlerini Türkiye’den getirmeye karar verdim.
Sarmada, dolmada kullanmayı sevdiğiniz baharatlar varsa (sumak yada bazı yemekler için kırmızı pul biber gibi) onları Türkiye’den getirin. Bu birkaç özel baharat dışında karabiber, tarçın, karanfil, sarımsak tozu gibi dünya mutfaklarında kullanılan hemen her baharatı kolayca bulacaksınız. Bu arada zencefil Gana'da özel bir yere sahip ve çok seviliyor. Dolayısıyla hem tazesini hem de tozunu bulmakta hiçbir sıkıntı çekmezsiniz.
Son olarak biraz da meyvelerden bahsedeyim… Burada envai
çeşit ve lezzette meyve mevcut. Kavundan yaban mersinine, ananastan, mangoya,
üzüme ve hatta pawpawa kadar aklınıza ne geliyorsa var. Ama kiraz, şeftali ve
inciri unutun. Meyve konusunda öncelikle Türkiye’den farklı bir ülkede
yaşadığınızı kabul etmelisiniz. Yeni meyveler tatmalı ve yeni tarifler
öğrenmelisiniz. Bunu kabul edip uyguladığınız taktirde Afrika’nın meyveleri size büyük mutluluk verecek, göreceksiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder