Buraya geldiğinizde ilk anda karşılaşacağınız şey bolca
gülümseme. Batı Afrikalı insanlar gülmeye bayılıyor desem yeri. Sokakta somurtan insan
bulmanız zor, hem de onca sıkıntıya rağmen! Daha iyi tasvir edebilmeniz için kendimden bir örnek vereyim. Ben Türkiye’de genelde “yahu nasıl yapıyorsun, hep güleçsin” gibi sözler duyardım. Gana’ya taşındıktan kısa bir süre
sonra eşimin Afrikalı iş arkadaşlarıyla yemeğe çıktık. O gece güldük, eğlendik ve bolca sohbet ettik… Kısa bir süre sonra fark ettim ki karşımdaki insanlar bir
şeyi dinlerken, normal bir konudan bahsederken ve hatta yemeğini yuttuktan
hemen sonra bile gülmeye başlıyor! Onlar sürekli gülerken ben de karşılarında
öylece duramadım tabii ve şaşkınlıkla gece boyu gülümsedim. Eve dönmek için yola
çıktığımızda ağız kaslarımın deli gibi ağrıdığını ve ömrümde hiç o kadar uzun süre
gülmediğimi fark ettim!
Hem şaştım adamlara hem de kendi bahtımıza büyük üzüntü
duydum. Unutmuştuk milletçe gülmeyi! Günlük yaşamda çektiğimiz sıkıntıların,
siyasi gerginliklerin, eşitsizliklerin farkındayım ama daha mı zor durumdaydık
buradaki insanlardan? İnanın hiç de değil. Türkiye’deki imkanların yarısı bile
yok Afrika’da.
Çoğu insan bırakın akşam yemeğini, gün içinde içecek temiz su bulmanın sıkıntısını yaşıyor. Koca koca insanlar ufacık, gerçekten ufacık paralar için tüm gün emek harcıyor. Evlerde de durum farklı değil. Şehrin merkezi yerlerinde bir sürü kapısız ev göreceksiniz yürürken. Kimisinde duvar bile yok. Bazı aileler yük gemisinden indirilen camsız, demir bir konteyner içinde sekiz kişi birden yaşıyor. Ama işte adamlar o kapıdan çıkarken her şeye inat, aldırmaz bir gülümsemeyle adım atıyor sokağa. İnsanlar gerçekten gülümsüyor hayata. Hem de her gün, belki de bizim hiçbir zaman anlayamayacağımız bir umutla uyanmayı başarıyorlar güne.
Çoğu insan bırakın akşam yemeğini, gün içinde içecek temiz su bulmanın sıkıntısını yaşıyor. Koca koca insanlar ufacık, gerçekten ufacık paralar için tüm gün emek harcıyor. Evlerde de durum farklı değil. Şehrin merkezi yerlerinde bir sürü kapısız ev göreceksiniz yürürken. Kimisinde duvar bile yok. Bazı aileler yük gemisinden indirilen camsız, demir bir konteyner içinde sekiz kişi birden yaşıyor. Ama işte adamlar o kapıdan çıkarken her şeye inat, aldırmaz bir gülümsemeyle adım atıyor sokağa. İnsanlar gerçekten gülümsüyor hayata. Hem de her gün, belki de bizim hiçbir zaman anlayamayacağımız bir umutla uyanmayı başarıyorlar güne.
Belki de bize “Çok gülme ağlarsın”lar,
“gülme hafif sanılırsın”lar, “ne gülüyorsun ulan bir şey mi var”lar unutturmuştu
gülmeyi. Televizyonu açıp bakın kaç tane ağlak dizi var 30 saniyelik
reklamlarında bile insanın sinirlerini yoran. Ülke insanların üzülmesi için
büyük bir prodüksiyona sokulmuş gibi. Bize de asık suratlarımız ve asabiyeti
kaşında duran gözlerimizle oynaması kalıyor. Bugün, şu anda başlayın gülmeye. Baktınız çok zorlanıyorsunuz ilk uçağa atlayıp gelin Gana'ya. Burada gülmeyeni dövüyorlar benden söylemesi!
Yorumlar
Yorum Gönder