Baş Üzerinde Eşya Taşıma

Gana'da insanların eline bir eşya tutturmanın imkanı yok. Hemen herkes eline aldığı yükü kafasının üzerinde taşımanın bir yolunu arıyor.
İlk başta çok tuhaf gelen bu görüntü benim için zamanla normalleşecek diye düşünüyordum ama bir yılın sonunda bana hala normal gelmediğini söyleyebilirim.
Gana eskiden ana erkil bir toplum olmasına rağmen bu yapı günümüzde tamamen bozulmuş. Tıpkı doğu toplumlarındaki gibi erkek çocuklar kız çocuklara oranla daha değerli görülüyor. Bu nedenle çoğu kadın okuyamıyor ve küçük yaşta aile işlerine yardım etmek zorunda kalıyor. Çocukluk yıllarında başlayan bu kısır döngü maalesef yaş ilerleyince de değişmiyor. O nedenle şehirde eşya taşıyarak iş yapmaya çalışanların çoğu kadın.
Türkiye'de daha simitçilerin o tepsileri kafalarında nasıl taşıdığını çözememişken burada insanın önüne çıkan manzara büyük şaşkınlık yaratıyor. Çünkü Gana'da insanların kafa üzerinde taşıdığı şeyler öyle bir yada iki kilodan ibaret değil. Burada insanlar kilolarca yükü kafalarının üzerinde taşırken kaldırım inip çıkıyor, taşlı yollarda yürüyor ama elleriyle yükün bir kenarından tutup denge sağlama gereği bile duymuyorlar. Yetişkin bir insan vücut ağırlığının dörtte birinden fazlasını kafası üzerinde taşıyabiliyor. Mesela 60 kiloluk bir insan 20 kilo kadar yükü başı üzerinde rahatlıkla taşıyabiliyor.
Gana'da çocuk yaşlarda başlanan bu taşıma şekli insanlarda bir alışkanlık haline geldiğinden bazen yolda kol çantasını eli yerine kafasının üzerinde taşıyan kadınları görmek mümkün. Hatta bir keresinde ufacık (avuç içi kadar) bir poşeti kafasının üzerine koymuş, elini kolunu sallaya sallaya yürüyen bir kadın görmüştüm sokakta. Bize sıradışı gelen bu durum Ganalılar'ın en rahat ettiği taşıma şekli.
Kafa üzerinde taşınabilen eşya büyüklüklerinin haddi hesabı yok. Bir keresinde sokakta evini kafasının üzerinde taşıyan bir adam görmüştüm. Adam iki sandalyeyi birbirine bağlamış ve üzerine üç torba eşya yüklemişti. Elinde de bir minik televizyon ve bir bavul vardı.
Afrika'da aileler çocuklarına küçük yaşlarda eşya taşıtmaya başlıyor. Çoğu aile bizdeki tabirlerle "aman sen yapamazsın, çocuğa yük verilmez, beli çıkar" gibi düşüncelere sahip değil. Yaygın olan görüş yapılacak işler var ve çocuk da bu işleri öğrenip aileye yardım etmeli şeklinde. Gana'da söylenene göre insan başı üzerinde yük taşımaya alıştığında kemikleri arasında bir denge oluşuyormuş. Bu denge sayesinde baş ve omuzlarını hiç kıpırdatmadan yürüyebiliyorlarmış. Hareketlerin büyük kısmını ise dizleri ve ayakları gerçekleştiriyormuş.
Kadınlar kafalarının üzerinde yük taşırken bir yandan da sırtlarında çocuklarını taşıyor. Bazen sırta bağlı çocuk sayısı iki oluyor ve bu şekilde gün boyu çalışıyorlar...
Satıcılar çoğunlukla trafiğin yoğun olduğu bölgelerde çalışıyor. Aslında bu Türkiye'den alışık olduğumuz bir durum ama bizde daha çok çiçek, yiyecek maddeleri, su ve telefon şarjı gibi şeyler satılır. Gana'da ise aklınıza gelebilecek her madde yollarda satışa çıkıyor. Mesela bu adam çamaşır deterjanı satıyor! Belki yoldan kim deterjan alır diyeceksiniz ama ilginç bir şekilde alıyorlar da... 
 Bu arada Ganalılar bu yürüme şekli sayesinde hareket ederken bizden daha az enerji harcıyorlarmış. Yük taşırken gereksiz bütün vücut hareketlerinden kaçındıkları için aynı uzunluktaki bir yolu yürüsek de onlar daha az enerji harcamayı başarıyormuş.

Yorumlar