Gana’da değişmeyen şeyler nedir diye sorsalar ilk ikisi için gün
batımı ve hava sıcaklığı derim. Gerçekten de ülkenin neresine giderseniz gidin
sonuç değişmiyor. Üçüncü sırada ise kesinlikle dini inanç yer alır. Ülkenin
büyük kısmı (son belirlenen rakamlara göre %70’ten fazlası) Hristiyan. Ve din
Gana’da çok popüler bir yere sahip. Burada tanıştığım ne kadar insan varsa
sordukları ilk on sorudan biri hangi dine mensup olduğumdu.
Türkiye ve Hakkımızda Düşündükleri
Türkiyeli olduğumuz için Müslüman olduğumuzu tahmin ediyorlar. Ama
yüzyüze gelip tanıştığımızda saçımın açık olması yada etek giyiyor oluşum hemen
hepsinde şaşkınlık yaratıyor. Kısa bir konuşma faslından sonra genelde dinimi
soruyorlar. Müslümanım dediğimde yüzlerindeki o tuhaf ifadeyi anlatamam...
Burada dinlerin sıkı sıkıya bağlı olunan zorunlulukları var ve önlerine çıkan
modelde bir farklılık gördüklerinde kategorize etmekte zorlanıyorlar. Mesela bir
partide takma tırnakları, pullu elbisesi ve postişli saçlarıyla bir kadın
karşımda durmuş bana: “Neden saçını kapatmıyorsun, etek giymen günah değil mi?”
diyordu(!) Açıkçası bu denli açık giyimli ve süslü birinin bana böyle
sorular sorma ihtimalini herhalde hiç düşünmemiştim. Belki biz de bu konuda
modelliyoruz insanları, kim bilir... Elimden geldiğince neden bu şekilde
yaşadığımı anlatmaya çalışırken karşımda açıklamamı dinleyen kadın sayısı üç
oldu. Muhtemelen önceden aralarında bu konuyu düşünüp masaya yatırmışlardı.
Sonunda beni yine bir yere kategorize etmeye çalışarak “demek ki sen liberal
Müslüman oluyorsun” dediler. Bugüne dek kendim için hiç böyle bir sınıflandırma
yapmamıştım, yapmayı da düşünmüyorum ama kafalarındaki yapıyı bir günde
değiştiremeyeceğim için daha fazla uğraşmadım. Bir kısım insan da bizim
memleketi pek bilmiyor açıkçası. Türkiye’deki genel inancın Yahudilik olduğunu
düşünenlerle bile tanıştım. Hatta IŞİD saldırılarını duymuşlar, bana: “Size
Yahudi olduğunuz için saldırıyorlar değil mi?” diye soru sordular. Ben, Türkiye’de
Müslümanlık’a inananlar çoğunlukta cevabını verince insana doktora
yaptırabilecek bir başka soruyla baş başa kaldım tabii... E o zaman bize niye
saldırıyorlardı?
Gana'da Hristiyanlık ve Müslümanlık
Türkiye’ye gelmek isteyenlere bazı tarihi kilise adlarını söyleyip
mutlaka gezmeleri için övdüğümde ikinci bir şaşkınlık dalgası başlıyor. Ben
nereden biliyorum, kilisenin içine giriyor muyuz, herkes gidip görüyor mu yoksa
bu yine bana özgü bir “tuhaflık” mı... Mesela farklı dine mensup insanların da
bir kiliseyi görmek için ziyaret etmelerine, orada mum yakabilmesine, kendi
duasıyla dilek dilemesine çoğu inanamıyor. Anlatıyorum başı kapalı insanlar da
gider kiliseleri görmeye, Papaz da Taksim’deki kilisesinden çıkıp Müslümanlığı
ile çok övünen esnaftan tatlı alır, Türkiye’ye gelen Hristiyanlar da başına şal
örtüp cami gezer, farklı ibadethaneler birbirine yakın yakındır, aynı sokağı
paylaşır diye... Ganalılar için tuhaf bir yapı bu çünkü ülkede din ayrımları
çok belirgin. Gana nüfusunun %20’ye yakın kısmı Müslüman. Ama bizde olduğu gibi
başı açık tipte insan yok. Farklı dinlere ait ibadethaneler birbirine uzak ve
hatta kimi bölgede Müslümanlar, kimi bölgede Hristiyanlar, kimisinde ise yerel
dinlere inanan insanlar fazlalıkta. Kimse de kimsenin ibadethanesine girip
çıkmıyor. Hepsi Ganalı da olsa Müslüman aileler ile Hristiyan aileler çok fazla
bir araya gelmiyor. Erkekler birlikte çalışıp iş yapıyor ama kadınlar yada
çocuklar birbirleriyle iletişime girip arkadaşlık kurmuyor. Dolayısıyla
birbirlerinin ev yada sosyal yaşamlarına pek dahil olmuyorlar. Mesela başka bir
örnek vereyim size, merkezde Nima adlı bir bölge var. Burada çoğunlukla
Müslümanlar yaşıyor ve bu bölgenin pazarları meyve çeşidiyle çok ünlü. Sırf
farklı dinden insanlarla çok fazla muhatap olmak istemedikleri ve biraz da
korktukları için alışveriş yapmak istediği halde Nima’ya gidemeyen insanlarla
tanıştım. Şaşkınlık verici tabii ama bu düşüncedeki insanları öyle kuru kuruya
da yargılamayın. Çünkü Türkiye’de de benzer sebeplerden dolayı Fatih’e yada
Arapça sokak yazıları ve kara çarşaflı insanlarıyla tanınan Çarşamba’ya
gitmeyen çok insan var. Biz Gana’da iki kesimle de güzel arkadaşlıklar
kurabildiğimiz için kendimi mutlu hissediyorum açıkçası.
Mucizeler Revaçta
Kiliseler burada öyle kuvvetli bir güce sahip ki... İnsanlar olmadık
şeylere inanıp bel bağlıyor. Yanlış anlaşılmak istemem, tabii ki hepimiz bir
kısım niyet ve enerjiye (nazar, dua, bir şeyi çok istemek gibi) inanıyoruz ama ayağı
sakatlanmış bir insanın doktorlardan çok bir din adamından çare beklemesi bana
akıldışı geliyor. Belirli dua günleri, etkinlikler yapıyorlar mesela.
Hastalanmış insanlar gelip bu etkinliklere katılıyor. Din adamları kendileri
için dua ederse iyileşeceklerine inanıyorlar. Biri kısa süre önce tekerlekli
sandalyesiyle bu etkinliklerden birine gidip din adamlarının yaptığı dualar
sonucu herkesin önünde ayağa kalkıp yürüyebilmiş! İnsanlar bu tip (bana göre
kurgulanmış) mucizeleri anlatıp duruyor ve inananlar da çığ gibi büyüyor...
Reklam Panolarıyla Çağrı
Gana’ya geldiğinizde şehir merkezindeki panoların çoğunda din
adamlarının resimlerini göreceksiniz. Bu ilanlar yakında yapılacak bir din
etkinliğini duyurup rezervasyon için adres gösteriyor. Hatta bu etkinliklerden
bazıları kamp şeklinde oluyor. Yemekli, tıpkı bir festival gibi 2 yada 3 gün
boyunca süren dini etkinlik programları düzenliyorlar. Din adamları gün boyu
misafirlerini ağırlayıp kendi konuları hakkında sohbetler gerçekleştiriyor ve
topluca dua ediyorlar. Daha net tasvir edebilmeniz için bir örnek vereyim. Türkiye’de
üç ünlü din yorumcusunun iki günlük bir dini etkinlik düzenlediğini düşünün. İçinde
dua var, tanışma, sohbet, yemek molaları ve anlatı var. Üstelik etkinliğe giden
aileler de kendileri gibi düşünen başka aileler ile tanışıyor, çocukları
arkadaşlık kuruyor. Kapıda da bu özel buluşma için bilet kesimi de var tabii
ki. Büyük kazanç getireceği kesin.
Dini Yorumlama Yüzünden Boşanma
Katolik olmayanlar Katolik Kiliseleri eleştirecek şekilde rahatça
konuşabiliyorlar. Ben de "Müslümanlık" adı altında yapılan ama dinle
hiçbir alakası olmayan, yanlış bulduğum davranışları söylüyorum, onlara da
katılıyorlar. Fakat... "Peki sizin de şu düşünceniz yanlış değil mi?"
sorusunu yönelttiğimde kati bir şekilde savunup, sıfır sorgulama ile neden bu
şekilde düşünmek gerektiğini anlatıyorlar. Bu sorgulamama tavrı sadece eleştiri
hakkında da değil. Mesela bir sene içinde edindiğim ufacık çevrede din yüzünden
gerçekleşen iki boşanma gördüm. Asla Hristiyanlık normalde şunu öğütler yada
bunu öğütler diyemem. Bir okumuşluğum yok. Ama Gana’daki bazı din adamlarının
yorumları karı-koca arasındaki cinselliğe karşı. Kadınlara yalnızca çocuk
istekleri varsa cinsel birleşmeyi kabul etmelerini, zevkin doğru bir istek olmadığını
öğütlüyorlar. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı artık evliliğinde mutlu olmayan
erkekler ya ikinci bir sevgili ediniyor yada eşlerinden boşanıyor... Anlattım
anlattım ama etkileri sadece kötü yada sadece iyi de diyemem. Çünkü hemen her
gün gördüğüm ve hiç kitap okumadığını bildiğim insanlar bile ellerine
Hristiyanlık ile ilgili çıkan bir "öykülü din dersi" dergisini alıp
okuyor.
Gana’nın tamamı tabii ki dinleri ve yaşamı bu kadar siyah-beyaz
görmüyor. Özellikle geniş iş çevresine sahip olan erkekler her dinden insanla
muhatap oldukları için hayli açık fikirliler. Ama ülkenin büyük çoğunluğu
anlattığım düşüncelerle yaşıyor. Kesin olan bir şey varsa yaşam sistemi,
maneviyat, sadaka, alışkanlık, korku ve ayrımcılık gibi pek çok konuda dinlerin
Gana'dan çok şey alıp çok şey verdiği.
Yorumlar
Yorum Gönder