Batı Afrika ülkelerinin yıldız yiyeceklerinden Yam ile
tanışma vakti! İlk görüşte insana Taş Devri’ndeki Bambam’ın sopasını hatırlatan
bu sebze Gana’nın patatesi. Batı Afrika'ya gelirsek ne yiyelim diyenler hemen listelerine "yam chips"i eklesinler. Lezzeti ve faydası hayli yüksek olan odunsu yapıdaki yam Afrika’da uzun yıllar insanlara yaşamı müjdelemiş. Altı aya kadar hiçbir soğutma işlemine
gerek duyulmadan saklanabilen yam, uzun dönemler kuraklık yaşayan bölgede -çeşitli yetersizlikler sebebiyle buzdolapları olmadığını da düşünürsek- yağmur
zamanı gelene dek insanların tek besin kaynağı olmuş.
Afrikalı insanlar milattan önce sekiz binli yıllardan bu yana tarımı yapılan yamı aylarca yiyerek hayatta kalmış. Yam sebzesinin bu saydıklarım dışında, hemen herkesin dilinde olan bir alametifarikası daha var ki insanı hayrete sürüklüyor. Batı Afrika’daki ülkelerde fazlaca yam tüketen insanların gebe kalacağına ve bebeklerinin ikiz olacağına inanılıyor. Bu durumu toplum içindeki örneklerle kendilerine kanıtlamış olsalar da henüz bilimsel bir araştırmanın olmadığını, tamamen toplum inancı olduğunu hatırlatmalıyım. Ancak bazı doktorlar Nijerya gibi yam tüketen farklı ülkelerde de ikiz doğumların çok yüksek olduğunu ve bunun sebzedeki besin değerlerine bağlı gerçekleşebileceğini söylüyor. Konuya ilginiz varsa internette İngilizce araştırma yaparak daha çok bilgi bulabilirsiniz.
Yam sipariş ettiğinizde adet üzerine yanında ketçap değil de genelde ev yapımı acı sos getiriyorlar. |
Afrikalı insanlar milattan önce sekiz binli yıllardan bu yana tarımı yapılan yamı aylarca yiyerek hayatta kalmış. Yam sebzesinin bu saydıklarım dışında, hemen herkesin dilinde olan bir alametifarikası daha var ki insanı hayrete sürüklüyor. Batı Afrika’daki ülkelerde fazlaca yam tüketen insanların gebe kalacağına ve bebeklerinin ikiz olacağına inanılıyor. Bu durumu toplum içindeki örneklerle kendilerine kanıtlamış olsalar da henüz bilimsel bir araştırmanın olmadığını, tamamen toplum inancı olduğunu hatırlatmalıyım. Ancak bazı doktorlar Nijerya gibi yam tüketen farklı ülkelerde de ikiz doğumların çok yüksek olduğunu ve bunun sebzedeki besin değerlerine bağlı gerçekleşebileceğini söylüyor. Konuya ilginiz varsa internette İngilizce araştırma yaparak daha çok bilgi bulabilirsiniz.
Hemen her markette, manavda satılan ve evlerde sürekli pişen
yam, toprak altında bir buçuk metreye kadar uzayabiliyor. Normal bir patatesin
10 ve hatta 15 katına çıkan boyu dolayısıyla ağırlığı da 70 kilograma kadar
ulaşabiliyor. Sürekli servisi yapılan bar ve kafelerde büyüklük olarak nasıl
yamlar tercih ediliyor bilmiyorum ama siz evde pişirmek istiyorsanız orta boy
bir yam almanız ve tek seferde tüketmeniz faydanıza. Çünkü kesmek, doğramak ve üstü
topraklı bu koca sebzeyi saklamak da bir mesele.
Gana’da yam yemek isterseniz daha çok otel restoranlarını
yada pubları tercih etmelisiniz. Yeme içme için gidilen çoğu popüler mekan
dünya mutfağını hedef aldığından bu lokal lezzeti servis etmediklerini
göreceksiniz. Tadı patatesi andırsa da kesinlikle daha lezzetli olduğunu bilin.
Evde yemek yapmayı çok sevsem de yam görüntü itibariyle beni biraz ürkütüyordu
ve Volkan ile hep dışarıda yediğimiz bir şey oldu. Fakat “bunu da yaptım” deme isteğiyle bu
kez evde yapmaya karar verdim. Öncelikle yamı uzunca bir süre yıkamak
gerekiyor. Kabuğu öyle topraklı ki… Mutfak lavabosunun o halini görse intihara
teşebbüs edecek yada evi terk edip gidecek kadınlar tanıyorum. Sonra aklıma yam
yediğim o oteller, barlar geliyor… Acaba onlar hiç yıkamadan, böyle topraklı
topraklı mı soyuyorlar diye düşünmeden edemiyorum… Kabuğu alıştığımız sebzelere göre daha odunsu ama soymak çok
da zor değil. Fakat alışık olmadığım için soyarken ciddi bir ziyan söz konusu
oldu. O kadar büyük ki, bu kesme doğrama işlemlerinde bence en zoru sebzeye
hakim olmak aslında. Yam’ın çiğ hali patatesin aksine daha sulu ve sert bir
yapıya sahip. Bu da sebzenin sürekli elinizden kaymasına ve biraz da
kaşındırmasına neden oluyor. Kesme işlemini bizim patateslerimize göre daha iri
yapmanız gerekiyor. Kızarması da patatese oranla biraz daha uzun sürüyor. Ama
çok daha az yağ çekiyor ve onca uğraşa rağmen yemesi insanı inanılmaz mutlu
ediyor… Yam yaygın olarak yağda kızartılarak yense de mangalda, ızgarada, fırında ve sıcak suda pişirmek de mümkün. Evdeki tecrübemden sonra kolaylığı dolayısıyla en iyi yam kızartmasının dışarıdaki olduğuna
karar verdim. Ancak gün gelir de Gana'dan ayrılırsak, yamın en çok özleyeceğim sebze olacağını söyleyebilirim...
Yam yüzden fazla kültüre sahip bir bitki aslında. Afrika
dışında Asya, Avustralya ve Amerika’da da yetişiyor ama tat, renk ve
görünüşleri birbirlerinden farklı. Gana’da ve Batı Afrika ülkelerinde yetişen
yam bitkisinin kabukları kahverengi, içi ise beyaza hayli yakın bir sarılıkta.
Farklı ülkelerde ise renkleri beyaz, mor, sarı, turuncu ve pembe arasında
değişiyormuş. Ancak Yam’ın glisemik indeksi düşük olduğundan benzeri sebzelere
göre daha sağlıklı bir yapıda olduğu söyleniyor.
Peki yam benzerlerine göre neden daha sağlıklı?
Gıdaların kan şekerini yükseltme hızına glisemik indeks
deniyor ve 0(düşük) ile 100(yüksek) arasındaki rakamlarla tanımlanıyor. Elbette
kızartma yada fırınlama gibi sağlıklı veya daha sağlıksız pişirme seçenekleri de bu
oranların değişmesine sebep oluyor. Mesela Türkiye’de çokça tükettiğimiz
patatesin glisemik indeksi hayli yüksek, fırınlanmış yada kızartılmış bir
patatesin glisemik indeksi 75 ile 85 oranlarında değişiyor. (Edindiğim rakamlara buradan ulaşabilirsiniz) Yam ise yine pişirme şekline göre 35 ile 77 oranında bir glisemik indekse
sahip. Yurtdışında Yam ile çokça karıştırılan tatlı patates ise 44 ile 94
arasında değişen çok yüksek bir glisemik indekse sahip. (Rakamları University
of Sydney’in verdiği söyleniyor. (Rakamları buradan aldım).
Yorumlar
Yorum Gönder